Tom Mary ve eşinin arasına oturdu.
- Tom sat down between Mary and her husband.
Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı.
- Tom tried to squeeze in between Mary and John.
Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
- In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
- In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
Akşam yemeği saat 9 ila 12 arasında servis edilir.
- The evening meal is served between 9 and 12.
Onlar arasındaki aralık daraldı.
- The gap between them has narrowed.
Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
- I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
Bill ve Joan şekeri aralarında paylaştırdılar.
- Bill and Joan divided the candy between them.
Aralarında karıştırma tehlikesi var.
- There is danger of confusion between them.
İki arada bir derede.
- Between a rock and a hard place.
Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.
- If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.
Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı.
- His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.
Onların aralarındaki rekabet kısa sürede ortaya çıktı.
- The rivalry between them was soon apparent.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Taksiler sağanak sırasında seyrekti.
- Taxis are few and far between during a rainstorm.
We've only got £5 between us.