İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir.
- The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
Makalenin üç sütunu vardı.
- The article had three columns.
Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
- Columns provide a solid foundation.
Ben bu sütunu ilginç buldum.
- I found this column interesting.
Makalenin üç sütunu vardı.
- The article had three columns.
Tom'un köşe yazısı haftalık olarak çıkıyor.
- Tom's column appears weekly.
Şu adam bir gazete köşe yazarı.
- That man is a newspaper columnist.
Rakamları bu sütuna ekleyin.
- Add up this column of figures.
Tom'un köşe yazısı haftalık olarak çıkıyor.
- Tom's column appears weekly.
Makalenin üç sütunu vardı.
- The article had three columns.
Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
- I'm always interested in reading his column.
Omurga yirmi dört kemikten oluşur.
- The spinal column is composed of twenty-four bones.
Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.
- Invertebrates have no backbone or spinal column.
Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
- Columns provide a solid foundation.
Ben her zaman onun sütunlarını ilgi ile okudum.
- I always read his columns with interest.
His initial foray into print media was as the author of a weekly column in his elementary-school newspaper.
Each column inch costs $300 a week; this ad is four columns by three inches, so will run $3600 a week.
It was too hard to read the text across the whole page, so I split it into two columns.
Which is how I thought I knew it was going to be either really boring, or about my family, or a little from column A, a little from column B.
... for or putting on the -- you know, the side column, what ...
... say zero to four as there are aged 85 or 90, but it’s basically a slender column. ...