Bana bu eskimiş madeni paraları verdi.
- She gave me these old coins.
Bu otomat sadece yüz yen'lik madeni paraları alıyor.
- This vending machine takes only hundred-yen coins.
Masanın altına madeni para yuvarlandı.
- A coin rolled under the desk.
O, cebinden bir madeni para çıkardı.
- He took a coin out of his pocket.
Tom bahçede çok eski bir sikke buldu.
- Tom found a very old coin in the garden.
Tom bir Roma sikkesi buldu.
- Tom found a Roman coin.
Tom kutuya bazı demir paralar koydu.
- Tom put some coins in the box.
Bir nikel beş kuruş değerinde bozuk paradır.
- A nickel is a five-cent coin.
Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.
- Eric who was a weak prince issued a bad coinage which excited great discontent among the Danes.
Ak akçe kara gün içindir.
- A white coin is for a black day.
Bir nikel beş kuruş değerinde bozuk paradır.
- A nickel is a five-cent coin.
Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.
- Tom dropped a coin into the beggar's cup.
Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.
- Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
Over the last century the advance in science has led to many new words being coined.
the coins were of all countries and sizes - doubloons, and louis d'ors, and guineas, and pieces of eight.