Bu gece, bir tabut bizim düğün yatağımız olacak.
- Tonight, a coffin will be our wedding bed.
Vampir tabutunun içinde geri hayata geldi.
- The vampire came back to life in his coffin.
Oradaki polis kulübesinde sorun.
- Ask at the police box over there.
Polis kulübesinin etrafında çok sayıda insan gördüm.
- I saw a number of people around the police box.
Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin.
- You shouldn't spend the whole day in front of the box!
Televizyonda boks maçı gördüm.
- I saw the boxing match on television.
Kutular hediyedir. Onların içinde ne var?
- The boxes are gifts. What do they contain?
Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi.
- Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.
I expected the man to show up any minute with his tape measure to outfit me with a wooden kimono.