Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
Yerel kahvehane dükkanının yerini bir Starbucks aldı.
- The local coffee shop was replaced by a Starbucks.
Okula yakın bir kahvehane vardı.
- There used to be a coffee shop near the school.
Tom bir çaydanlık kahve yaptı.
- Tom made a pot of coffee.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- I like coffee much more than tea.
Ben kahveyi çok umursamam.
- I don't care much for coffee.
He did not stay for coffee.
We’d like three coffees on this table please.
coffee colour:.