coastline

English - Turkish

Definition of coastline in English Turkish dictionary

Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir. - The long coastline of the city contains sand and gravel.

Birçok yer, kıyı şeridine yakın olmalarına rağmen oldukça ekstrem iklimlere sahiptir. - Many locations, despite being situated near coastlines, have fairly extreme climates.

sahil

Şehrin uzun bir sahil şeridi var. - The city has a long coastline.

{i} kıyı şeridi

Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir. - The long coastline of the city contains sand and gravel.

Birçok yer, kıyı şeridine yakın olmalarına rağmen oldukça ekstrem iklimlere sahiptir. - Many locations, despite being situated near coastlines, have fairly extreme climates.

{i} kıyı boyu

{i} sahil boyu

sahil şerit

kıyı kuşağı

(Askeri) kıyı çizgisi

sahil şeridi

coastlines

sahilleri

run parallel to coastline

(Coğrafya) kıyıya paralel uzanmak

severely threatened coastline

(Askeri) CİDDİ ŞEKİLDE TEHDİT EDİLEN KIYI HATTI: NATO bölgesi içinde belirtilmiş bir nükleer taarruz sırasında tahliye edilmesi gereken bir kıyı hattı

English - English

Definition of coastline in English English dictionary: The shape, outline, or boundary of a coast; {i} outline of a coast; the outline of a coast; This entry gives the total length of the boundary between the land area (including islands) and the sea; The line that separates a land surface from an ocean or sea; Same as shoreline See coast line; (1) Technically, the line that forms the boundary between the coast and the shore (2) Commonly, the line that forms the boundary between land and the water (3) The line where terrestrial processes give way to marine processes, tidal currents, wind waves, etc; A country's coastline is the outline of its coast. Thousands of volunteers gave up part of their weekend to clean up the California coastline. the land on the edge of the coast, especially the shape of this land as seen from the air