Amerika'nın Kuzey-Batı Pasifik sahili yerlileri muhtemelen Asyalı kabilelerin soyundandı.
- The natives of the North-West Pacific Coast of America were probably descendants of tribes from Asia.
Sahil boyunca arabayla gezdik.
- We drove along the coast.
Ada kıyıdan yaklaşık iki mil uzaklıktadır.
- The island is about two miles off the coast.
İyi bir günde, Helsinki'den Estonya kıyısını görebilirsin.
- On a good day, you can see the coast of Estonia from Helsinki.
Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.
- Paul's family spends the summer at the coast every year.
Ada kıyıdan yaklaşık iki mil uzaklıktadır.
- The island is about two miles off the coast.
Kasaba, kıyıdan iki mil uzaktadır.
- The town is two miles away from the coast.
Kıyı boyunca geçici kamplar yaptılar.
- They made temporary camps along the coast.
Uçak sahilden ayrılırken düz uçuşa geçmeden önce hızla yükseldi.
- The plane rose sharply before leveling off as it left the coast.
Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.
- Paul's family spends the summer at the coast every year.
Bir sahil koruma helikopteri gemiye yaklaştı.
- A coast guard helicopter approached the ship.
Tom batı yakasında yaşadı.
- Tom lived on the west coast.
Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
- According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
Bildiğim kadarıyla sahil açık.
- As far as I can tell, the coast is clear.
Blackpool bir sahil kasabasıdır.
- Blackpool is a coastal town.
the learned Merlin, well could tell, / Vnder what coast of heauen the man did dwell .
P. Crescentius, in his lib. 1 de agric. cap. 5, is very copious in this subject, how a house should be wholesomely sited, in a good coast, good air, wind, etc.
When I ran out of gas, fortunately I managed to coast into a nearby gas station.
... East Coast and we're playing in New York, it's a 5, 5 and ...
... by following the men in training coast ...