closed, shut

listen to the pronunciation of closed, shut
English - Turkish
kapanık
close
{f} kapatmak

Onların neden restoranı kapatmak için zorlandıklarından emin değilim. - I'm not sure why they were forced to close the restaurant.

Pencereleri kapatmak zorundayım. - I have to close the windows.

close
{i} son

Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu. - It was clear to everyone that the vote would be close.

Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı. - The store is closed until further notice.

close
{s} bitişik
close
(hava) sıkıntılı
close
kapanış
close
avlu
close
titiz
close
havasız

Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı. - It was very stuffy in that room with all the windows closed.

close
kapanmak

Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı. - Some railroads had to close down.

Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı. - Within hours, many of the other banks had to close.

close
eylemini durdurmak
capable of being closed or shut
kabil kapalı olması ya da kapalı
close
(an application) kapat (uygulamayı)
close
{i} sonuç

Seçim sonuçları son derece yakın. - The election results were extremely close.

close
{f} uzlaşmak
close
{s} sıkı ağızlı
close
{s} kapalı, kapatılmış
close
{f} kapat: adj.yakın
close
yakın birbirine yakın
close
{f} sürgülemek
close
kısımları birbirine yakın
English - English
{s} unopened
close

There is nothinge so close, that shall not be openned, and nothinge so hyd that shall not be knowen.

closed, shut
Favorites