clever; sharp; shrewd; ingenious; cunning

English - Turkish

Definition of clever; sharp; shrewd; ingenious; cunning in English Turkish dictionary

Related Terms

cute

{s} sevimli

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi. - My brother gave me a cute doll.

Robin uyurken çok sevimli görünüyor. - Robin looks very cute when he's sleeping.

cute

{s} şirin

O bebek gerçekten hiç şirin değildir. - That baby is really not cute at all.

Şirin olduğunu biliyorum. - I know that she is cute.

cute

dili cana yakın

cute

{s} cici

cute

{s} zeki

O çok sevimli ve o gerçekten zekidir. - He's very cute and he's really smart.

cute

{s} kurnaz

cute

cilveli

cute

açıkgöz

cute

hoş

Makyajsızken bile çok hoş. - Even without makeup, she's very cute.

Sen de oldukça hoşsun. - You're pretty cute too.

cute

{s} akıllı

Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır. - Tom is really smart and also kind of cute.

cute

çok şeker

English - English

Definition of clever; sharp; shrewd; ingenious; cunning in English English dictionary

cute

Hyphenation

clever; sharp; shrewd; ingenious; cun·ning