Tom temizlikle takıntılı.
- Tom is obsessed with cleanliness.
Karımda temizlik takıntısı var.
- My wife is obsessed with cleanliness.
Odayı temizlemek üç günümü aldı.
- It took me three days to clean the room.
Hepimiz odayı temizlemekle meşguldük.
- All of us were busy cleaning the room.
Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
- We clean our classroom after school.
Şimdi buradaysan, temizlemeye yardım edebilirsin.
- Now that you are here, you can help do the cleaning.
Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
- We clean our classroom after school.
Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.
- She helped her mother clean the house.
Ben halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.
- I'm looking for something to clean the carpet with.
Tom Mary eve gelmeden önce evi temizlemeyi bitirmek istiyordu.
- Tom wanted to finish cleaning the house before Mary got home.
Oturma odasını temizlemeyi bitirmek için zamanım yoktu.
- I didn't have time to finish cleaning the living room.
Partiden sonra temizlik yaptım.
- I cleaned up after the party.
Birçok ev temizlik malzemeleri zehir içerir.
- Many household cleaners contain poison.
Kirli su havuzdan boşaltıldı ve temiz su ile değiştirildi.
- The dirty water from the pool was drained, and replaced with clean water.
Tom banka hesaplarını boşaltıp ortadan kayboldu.
- Tom cleaned out his bank accounts and disappeared.
Ofislerimiz her gün temizlenmektedir.
- Our offices are cleaned every day.
O onlarla yeni bir sayfa açtı.
- He made a clean break with them.
Temiz, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmalıyız.
- We need to invest in clean, renewable energy.
Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilir.
- Electronic components can be cleaned using pure isopropyl alcohol.
Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilirler.
- Electronic components can be cleaned by using pure isopropyl alcohol.
Hepimiz odayı temizlemekle meşguldük.
- All of us were busy cleaning the room.
Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.
- Several students have gone home without cleaning the classroom.
Bulaşık yıkamaktan nefret ederim, hatta tuvalet temizlemekten daha çok.
- I hate doing the washing up, even more than cleaning the toilet.
Neredeyse kusursuz cinayetti: Biz, olay yerine geldik, bagajı açtık, adamı öldürdük ve izleri temizledik, ama biz cesedi gizlemeyi unuttuk.
- It was almost the perfect crime: we arrived at the scene, opened the trunk, killed the man and cleaned up the prints, but we forgot to hide the body.
Odayı iyice temizleyeceğim.
- I'll give the room a good cleaning.
Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
- I resolved to break up with her cleanly.
Tom garajı tamamen tek başına temizledi.
- Tom cleaned the garage all by himself.
Cleanliness is next to godliness. (proverb).
He was stabbed clean through.
Unlike you, I’ve never caused any accidents — my record is still clean!.
I want to make sure my fiancé is clean before we are married.
Put a clean sheet of paper into the printer.
She just likes to clean. That’s why I married her.
I’m clean, officer. You can go ahead and search me if you want.
Can you clean the windows today?.
Are these dishes clean?.
I’ll need a sharper knife to make clean cuts.
Clean your room right now!.