He lives somewhere around the park.
- O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
His house is somewhere about Fourth Street.
- Onun evi Dördüncü Cadde civarında bir yerde.
We live in the neighborhood of the school.
- Okulun civarında yaşıyoruz.
He will arrive there about five o'clock.
- Beş civarında oraya varacak.
Tom thought Mary was probably about thirty.
- Tom Mary'nin muhtemelen otuz civarında olduğunu düşündü.
Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
- Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
It was near the river that I lost my way.
- Yolumu nehir civarında kaybettim.
The letter will arrive in a week or so.
- Mektup bir hafta civarında varacak.
However hard you may study, you can't master English in a year or so.
- Ne kadar sıkı çalışırsan çalış, bir sene veya civarında İngilizcede uzmanlaşamazsın.
Kate's father is in the vicinity of the house.
- Kate'in babası evin civarındaydı.
The area around here was bombed.
- Bu civardaki alan bombalandı.
Do you know the name of the most successful military man from this area?
- Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?
Around nine o'clock I'll be on my way back again.
- Saat dokuz civarında ben tekrar yolumda olacağım.
It was near the river that I lost my way.
- Yolumu nehir civarında kaybettim.
We live in the neighborhood of the school.
- Okulun civarında yaşıyoruz.
The price was in the neighbourhood of 50 dollars.
- Fiyat yaklaşık 50 dolar civarındaydı.