The value of a good education cannot be measured in terms of money.
- İyi bir eğitimin değeri para cinsinden ölçülemez.
She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.
What kind of dog is that?
- O hangi cins bir köpek?
I've never seen that kind of tree before.
- Bu cins bir ağacı daha önce hiç görmedim.
The factory is producing a new type of car.
- Fabrika, yeni cins bir araba üretiyor.
Tom believes in traditional gender roles.
- Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.
I used to be really cis, but by now I've become pretty genderqueer.
- Eskiden cinsiyetin doğuştan kazanıldığını savunanlardandım, ama artık ikili cinsiyet sistemine çok karşıyım.
Tom had sex with a lot of different women.
- Tom birçok farklı kadınla cinsel ilişkiye girdi.
I wanted to hug you before class started, but I didn't want to look like a lesbian.
- Ders başlamadan önce sana sarılmak istedim ama bir eş cinsel gibi görünmek istemedim.
Tom fell asleep during sex ed class.
- Tom cinsel eğitim dersi sırasında uykuya daldı.
The Great Dane is a breed of domestic dog known for its giant size.
- Büyük Dane, dev boyutuyla bilinen evcil köpek cinsidir.
My father has a ranch and breeds cattle and horses.
- Babamın bir çiftliği ve cins sığırları ve atları var.
She was sexually harassed in an elevator.
- Bir asansörde cinsel olarak taciz edildi.
Such a person will often go a block out of his way to avoid meeting a person of the opposite sex.
- Böyle bir kişi karşı cinsinden biriyle karşılaşmaktan kaçınmak için çoğunlukla yolunun bir blok dışına gider.
Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
- İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.