cinsel ilişki

listen to the pronunciation of cinsel ilişki
Turkish - English
sexual intercourse

Mary did not bleed in her first sexual intercourse with Tom. - Mary'nin Tom'la olan ilk cinsel ilişkisinde kanama olmadı.

Mary did not climax when she and Tom had their first sexual intercourse. - O ve Tom ilk cinsel ilişkilerine girdiğinde Mary orgasm olmadı.

sex

Mary did not bleed in her first sexual intercourse with Tom. - Mary'nin Tom'la olan ilk cinsel ilişkisinde kanama olmadı.

We don't have sex anymore. - Artık cinsel ilişkiye girmiyoruz.

trick
sexual relationship

Dan began an erratic sexual relationship with his youngest aunt, Linda. - Dan en genç halası Linda'yla sapkın bir cinsel ilişkiye başladı.

Layla and Sami began a sexual relationship. - Leyla ve Sami cinsel ilişkiye başladılar.

(Argo) nookie
it
(Argo) ballin`
shot
snatch
(Kanun) carnal knowledge
(Argo) tonk
commerce
(hukuk) carnal knowledge
sexual relation, intercourse, sex; affair
intimacy
it [sl.]
sexual act
snatch [sl.]
trick [sl.]
screw [sl.]
act
shot [sl.]
fuck [sl.]
{i} fuck
{i} intercourse

According to a study conducted by the Parenthood Foundation, the percentage of young people having unprotected sexual intercourse is on the rise. - Ebeveynlik Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya göre, korunmasız cinsel ilişkiye giren gençlerin yüzdesi artıyor.

Mary did not bleed in her first sexual intercourse with Tom. - Mary'nin Tom'la olan ilk cinsel ilişkisinde kanama olmadı.

pussy
(Kanun) coition
{i} coitus
cinsel ilişki ile bulaşan
venereal
cinsel ilişki ile ilgili
venereal
akraba ile cinsel ilişki
incest
evlilik dışı cinsel ilişki
liaison
insanlarda çiftleşme, cinsel ilişki
mating in humans, sexual relations
evlilikdışı cinsel ilişki
liaison
frengi benzeri cinsel ilişki yoluyla geçen bulaşıcı bir hast
frambesia
yakın akraba ile cinsel ilişki
incest
yarım kalan cinsel ilişki
onanism
Turkish - Turkish
(Hukuk) KOİT
cinsel ilişki
Favorites