cinayetleri

listen to the pronunciation of cinayetleri
Turkish - English
slayings
cinayet
homicide

Homicide is punishable by death. - Cinayet ölümle cezalandırılabilir.

Tom was a homicide detective before he retired. - Tom emekli olmadan önce bir cinayet masası dedektifi idi.

cinayet
(Hukuk) murder

He is guilty of murder. - O cinayetten suçludur.

He was guilty of murder. - O cinayetten suçluydu.

cinayet
{i} killing

Sami was responsible for these two killings. - Sami bu iki cinayetten sorumluydu.

Tom finally confessed to the killing. - Tom nihayet cinayeti itiraf etti.

cinayet
felon
cinayet
assassination
cinayet
{s} criminal

Murder and robbery are criminal acts. - Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

Forensics officers and criminal investigations detectives continued to work at the cordoned-off unit and its surrounds. - Adli tıp uzmanları ve cinayet masası dedektifleri, güvenlik çemberine alınmış yerde ve çevresinde çalışmalarını sürdürdüler.

cinayet
enormity
cinayet
crime

Tom has not been charged with any crime. - Tom herhangi bir cinayetle suçlanmadı.

Murder is a wicked crime. - Cinayet kötü bir suçtur.

cinayet
serious crime
cinayet
murder, homicide
cinayet
murder, crime, homicide, assassination
cinayet
felony
Turkish - Turkish

Definition of cinayetleri in Turkish Turkish dictionary

Cinayet
kıya
CİNAYET
(Osmanlı Dönemi) Adam öldürmek, katl. Bak: Câni
cinayet
Adam öldürme: "Cinayetlerin ve intiharların sebebi kudret ve imkân arasındaki dengesizliktir."- R. H. Karay
cinayet
Adam öldürme derecesinde ağır suç
cinayet
Adam öldürme
cinâyet
(Osmanlı Dönemi) birisini öldürmek, katl
cinayetleri
Favorites