ciltle

listen to the pronunciation of ciltle
Turkish - English
rebind
rebound
cilt
skin

I have a serious skin problem. - Benim ciddi bir cilt sorunum var.

Tom has a skin condition. - Tom'un bir cilt rahatsızlığı var.

ciltlemek
bind

Their job is to bind books. - Onların işi kitapları ciltlemek.

cilt
skin (of a person)
cilt
binding, (hard) cover (of a book)
cilt
volume

The dictionary comes in two volumes. - Sözlük iki ciltten oluşur.

Father has 500 volumes. - Babamın 500 cilt kitabı var.

cilt
{i} tome
cilt
(Tıp) derm-
cilt
(Tıp) derma
cilt
(Tıp) dermis
cilt
half binding
ciltlemek
{f} case
cilt
skin, complexion; binding; volume
cilt
of or relating to the skin
cilt
volume, tome
cilt
binder
cilt
complexion
cilt
hide; volume
cilt
(kitap) volume
cilt
derm
cilt
cutaneous
cilt
binding
cilt
vol
cilt
{i} hide
ciltlemek
to bind (a book)
ciltlemek
stitch
Turkish - Turkish

Definition of ciltle in Turkish Turkish dictionary

Cilt
deri
CİLT
(Osmanlı Dönemi) Bak: Cild
cilt
Formaları veya yaprakları birbirine dikilerek veya yapıştırılarak bir kitaba geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak: "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı."- Ö. Seyfettin
cilt
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri: "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır."- S. Birsel
cilt
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
cilt
Formaları veya yaprakları birbirine dikilerek veya yapıştırılarak bir kitaba geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
cilt
Deri, ten
ciltlemek
Kitaba cilt yapmak
ciltle
Favorites