I have a serious skin problem.
- Benim ciddi bir cilt sorunum var.
Tom has a skin condition.
- Tom'un bir cilt rahatsızlığı var.
Their job is to bind books.
- Onların işi kitapları ciltlemek.
The dictionary comes in two volumes.
- Sözlük iki ciltten oluşur.
Father has 500 volumes.
- Babamın 500 cilt kitabı var.