Turkish - English
Definition of cilâlı in Turkish English dictionary
- {s} polished
If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
-Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- finished (surface)
- glazed
- finished
- polished, glazed, varnished, shiny
- varnished; waxed; polished
- glossy
- shiny
- gloss
- waxy
- varnished
- cilalı taş devri
- neolithic age
- cilâlı olmak
- burnish
- cilâlı taş devrine ait
- neolithic
- hidrolik cilalı
- hydraulic smooth
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of cilâlı in Turkish Turkish dictionary
- Cilâsı olan, cilâ sürülmüş, cilâ ile parlatılmış, mücellâ
- CiLALI
- Cilası olan, cila sürülmüş, cila ile parlatılmış, mücella: "Ev sahibi, cilalı basma resmi, tablo yerine astı."- F. R. Atay
- Cilalı Taş Devri
- Tarihten önceki zamanların ayrıldığı üç devirden biri
Related Terms
cilâlı
Hyphenation
cilâ·lıResimler
History
Favorites