Do you want to chat online later?.
Biz çay üzerine sohbet ediyorduk.
- We were chatting over tea.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Tom'la muhabbet etmeye gidelim.
- Let's go have a chat with Tom.
Hadi, sobanın etrafında oturalım ve muhabbet edelim.
- Let's sit around the stove and have a chat.
Konuşmaya devam ettik.
- We continued chatting.
Kısa süre içinde konuşmalıyız.
- We need to chat soon.
Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to chat.
Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.
- I would like to chat with you by e-mail.
Seninle konuşmak güzeldi.
- It was really nice chatting with you.
Konuşmak yerine çalışın!
- Work instead of chatting!
Bir fincan kahve içerken sohbet ettik.
- We had a chat over a cup of coffee.
Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to chat.