ciddi olarak

listen to the pronunciation of ciddi olarak
Turkish - English
seriously

Are you seriously thinking about eating all that? - Onun hepsini yemeği ciddi olarak düşünüyor musun?

Is Tom seriously thinking about not going to today's meeting? - Tom bugünkü toplantıya gitmeme hakkında ciddi olarak düşünüyor mu?

devoutly
profoundly
critically

Three species of rhinoceros are critically endangered. - Gergedanın üç türü ciddi olarak tehlike altında.

severely

Since then, his faith has been severely shaken. - O zamandan beri onun inancı ciddi olarak sarsıldı.

This scandal has severely damaged the public image of our company. - Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.

in earnest

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

During his seven years in Japan, he studied Japanese in earnest. - Japonya'da yedi yılı boyunca, ciddi olarak Japonca çalıştı.

ciddi olarak hasta veya yaralı; istihbarat ilgi beyanı
(Askeri) seriously ill or injured; statement of intelligence interest
ciddi olarak işe koyulmak
get down to work
ciddi ol
get serious