Turkish - English
Definition of ci̇het in Turkish English dictionary
- cihet
- angle
- cihet
- direction
- cihet
- bearing; aspect
- cihet
- aspect, point of view
- cihet
- reason
- cihet
- facet
- cihet
- direction, side " yön, yan; aspect, point of view
- cihet
- point of view
- cihet
- side, direction, quarter
- cihet
- way
- cihet
- slant
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of ci̇het in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Vesile, bahane
- (Osmanlı Dönemi) Yer, mahâl, semt
- (Osmanlı Dönemi) (C: Cihât) Yan, yön, taraf
- (Osmanlı Dönemi) Sebeb, mucib
- (Osmanlı Dönemi) Evkafça olan vazife, maaş
- cihet
- Yön, yan, taraf
- cihet
- Yön, yan, taraf: "Pencereden gelen bu şehir seslerinin cihetini bile tayin edemiyordu."- P. Safa
- cihet
- Yön, taraf
- cihet
- (Osmanlı Dönemi) yön, taraf · bakım, bakımdan, bakımından; vesile, sebep, bahane
- şeş cihet
- (Osmanlı Dönemi) altı yön, altı taraf