Ben sadece şeytanın avukatını oynuyorum.
- I'm just playing the devil's advocate.
Ben onun bir avukat olmadığına inanıyorum.
- I believe he is not an advocate.
Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.
- He advocates reform in university education.
Kadınlar için eşit hakları savundu.
- She advocated equal rights for women.
Sen bizim savunucumuzsun, Tom.
- You are our advocate Tom.