choosy, fussy or discriminating when selecting

listen to the pronunciation of choosy, fussy or discriminating when selecting
English - Turkish

Definition of choosy, fussy or discriminating when selecting in English Turkish dictionary

selective
seçmeli
selective
seçici

Onun seçici işitmesi vardır. - She has selective hearing.

Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır. - The way to protect yourself and your family from being adversely affected by television is to be more selective of the programmes you watch.

selective
ayıran seçici
selective
amaç
selective
(Biyokimya) seçimli
selective
(İnşaat) seçimsel
selective
{s} ayıran
selective
{s} selektif
selective
telsiz telgrafta birkaç haberi bir arada gönderme sistemineselective service kura ile askerlik
English - English
selective
choosy, fussy or discriminating when selecting
Favorites