Definition of chinese food in English Turkish dictionary
- Çin yemeği
- Chinese
- Çinli
Çinli bayan arkadaşlarımın onları disipline sokmamdan hoşlandıklarını biliyorum.
-I know that my Chinese female friends enjoy my disciplining them.
Onlar Japon mu Çinli mi?
-Are they Japanese or Chinese?
- Chinese
- {s} Çince
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
-In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
-It is difficult to speak Chinese well.
- Chinese
- {i} (çoğ. Chi.nese) Çinli
- Chinese
- {s} Çin, Çin'e özgü
- Chinese
- {s} çin
Auldey bir Çin markasıdır.
-Auldey is a Chinese brand.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
-In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
- Chinese
- {s} çin ile ilgili
Related Terms
Definition of chinese food in English English dictionary
- Food native to or commonly found in China
- Food commonly associated with North American Chinese, such as lo mein, fortune cookies, sesame chicken, and so on
- Chinese
Tom said he wanted to eat Chinese food.
-Tom said that he wanted to eat Chinese food.
Tom said that he didn't think Mary knew how to cook Chinese food.
-Tom said he didn't think Mary knew how to cook Chinese food.