komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
- The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın.
- You'll be in charge of the women working in this factory.
komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
- The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Yeterli delil olmadan, Dan'ı cinayetle suçlamak zordu.
- Without sufficient evidence, it was difficult to charge Dan with murder.
Bileti ücretsiz aldım.
- I got the ticket free of charge.
Bahşiş ve servis ücreti dahil mi?
- Are the tip and service charge included?
Cep telefonumu şarj etmek zorundayım.
- I have to charge my mobile phone.
Tom pili şarj etmek zorundaydı.
- Tom had to charge the battery.
Cumhuriyetçi liderler suçlamayı reddetti.
- Republican leaders denied the charge.
Suçlamaları ispat edemediler.
- They could not prove their charges.
Cep telefonunu şarj etmeyi unutma.
- Don't forget to charge your cell phone.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Tom çocuk kaçırmakla suçlanıyor.
- Tom has been charged with kidnapping.
Tom cinayetle suçlanıyor.
- Tom has been charged with murder.
Polonyalı süvari birlikleri Alman tanklarına karşı cesurca hücum etti.
- The Polish cavalry troops charged bravely towards the German tanks.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Telefonumu şarj etmem gerekiyor.
- I need to charge my mobile.
Masraflar tam olarak nedir?
- What exactly are the charges?
Tom daha fazla masraf bekliyor.
- Tom is anticipating more charges.
Güneş panelleri gün boyunca bataryaları şarj eder.
- The solar panels charge the batteries during the day.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
O, bağış toplama çabalarından sorumluydu.
- He was in charge of the fundraising efforts.
Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
- Tom was charged with embezzling money from the city.
Tom çok pahalı dolaşım ücretleri olduğu için burada cep telefonunu kullanamıyor.
- Tom can't use his cell phone here because he has very expensive roaming charges.
Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
- Tom was charged with embezzling money from the city.
Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
- Tom was charged with embezzling money from the city.
Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
Tom artık cezai kovuşturmayla yüz yüze.
- Tom now faces criminal charges.
Tom saldırı ile suçlanıyor.
- Tom has been charged with assault.
Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
Suçlu olmamalarına rağmen, itham edildiler.
- Although they were not guilty, they were charged.
Tom pili şarj etmek zorundaydı.
- Tom had to charge the battery.
Cep telefonumu şarj etmeliyim.
- I need to charge my cellphone.
Seni kim görevlendirdi?
- Who put you in charge?
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
Bu şirket, otuz dolara aylık bir servis ücreti talep ediyor.
- That company charges a monthly service fee of thirty dollars.
Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
- I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
Bunu benim hesabıma yaz.
- Charge this to my account.
Bunu benim şirketin hesabına yaz.
- Charge this to my company.
Bazı perakendeciler daha az fiyat ister.
- Some retailers charge less.
Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
Soygun suçlamasıyla hapisteydi.
- He was in prison on a charge of robbery.
Arabamın aküsünü doldurmam gerek.
- I have to charge the battery of my car.
I'm charging you with grand theft auto.
A charge of 5 dollars.
I'm charging you with cleaning up the kitchen.
Don't forget to charge the drill.
Let's charge this to marketing.
The child was a charge of the nanny.
Will I get charged for this service?.
That's a slanderous charge of abuse of trust.
The child was in the nanny's charge.
Pickett died leading his famous charge.
Can I charge my Amazon purchase to Paypal?.
The ship had a charge of colonists and their belongings.
Charge your weapons, we're moving up.
... from the sun's deadly charged particles. ...
... violate smog laws, some things violate safety laws, some things will be charged with criminal ...