Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.
- The day she started for Paris was rainy.
Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.
- Millions long for immortality who do not know what to do with themselves on a rainy Sunday afternoon.
Trafik kazalarının yağışlı günlerde meydana gelmesi olasıdır.
- Traffic accidents are likely to occur on rainy days.
Tom Mary ile üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında ilk kez karşılaştı.
- It was during the rainy season three years ago that Tom first met Mary.