Kleopatra'nın burnu daha kısa olsaydı dünyanın bütün yüzü değişmiş olurdu.
- If Cleopatra's nose had been shorter, the whole face of the world would have been changed.
Herkes o kadar değişmişti ki, birini diğerinden neredeyse ayıramıyordum.
- Everybody had changed so much that I could hardly tell one from another.
Benim e-posta adresim aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
- My e-mail address has been changed as follows.
Belgeler değiştirilmiş gibi görünüyor.
- The documents appear to have been changed.
E -posta adresim değiştirildi.
- My e-mail address has been changed.
Toplantı için zamanın değiştirildiğini düşünüyordum.
- I thought the time for the meeting had been changed.
Tom fikrini değiştirmedi ve muhtemelen asla değiştirmeyecek.
- Tom hasn't changed his mind and probably never will.
Karısı olmasaydı , o işini değiştirmezdi.
- If it had not been for his wife, he would not have changed his job.
O ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi,bütün servetini köpeği Pookie'e bıraktı.
- A week before she died she changed her will and left her entire fortune to her dog Pookie.
Herhangi bir şey değişti mi?
- Has anything changed?
Tom değişime uğramış bir insan.
- Tom is a changed man.
Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.
- Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century.
Uzun süre görüşmedik. Ben, işini tekrar değiştirmiş olduğunu duydum.
- Long time, no see. I hear that you've changed your job again.
Kanal değiştirildiği için o sinirlendi.
- Because the channel was changed he got angry.
Toplantı için zamanın değiştirildiğini düşünüyordum.
- I thought the time for the meeting had been changed.
Değişmek için asla çok geç değildir.
- It's never too late to change.
İnsanları değiştiremezsin. Onlar kendileri değişmek zorundalar.
- You can't change people. They have to change themselves.
1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.
- The year 1796 saw a change in American politics.
O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
- Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
- Man's skin is very sensitive to temperature changes.
Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
- The government must make fundamental changes.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Tren geç vardığı için onlar programını değiştirmek zorunda kaldılar.
- They had to change their schedule because the train arrived late.
Kartını ya da para üstünü makinede unutmamak için lütfen dikkatli ol.
- Please be careful not to forget your card or your change in the machine.
Ondan para üstünü istediğimde, onu bana verdi.
- When I asked him for change, he gave it to me.
Üzgünüm, daha küçük bozuk param yok.
- I'm sorry, I don't have smaller change.
Hiç bozuk paran var mı?
- Do you have any small change?
Biraz para bozdurmak istiyorum.
- I'd like to change some money.
Tom cebinden demir para çıkardı ve onu adama verdi.
- Tom took some change out of his pocket and gave it to the man.
Tom konu üzerinde uzun süre düşündükten sonra fikrini değiştirdi.
- Tom changed his mind after thinking over the matter for a long time.
Tom üzerini değişmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to change.
İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
- In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
Tom bir değişiklik yapmak istedi.
- Tom wanted to make a change.
Sadece bir değişiklik yapmak istedim.
- I just wanted to make a change.
Bebeğin bez değişimine ihtiyacı var.
- The baby needs a diaper change.
Saat değişimi pazar gecesi olur.
- The time change occurs during the night on Sunday.
Fiyatlar önceden haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Prices are subject to change without notice.
Fiyatlar önceden haber vermeden değiştirilebilir.
- The prices are subject to change without notice.
Kartını ya da para üstünü makinede unutmamak için lütfen dikkatli ol.
- Please be careful not to forget your card or your change in the machine.
Para üstünüzü unuttunuz.
- You have forgotten your change.
Tebdilimekânda ferahlık vardır.
- A change of scenery would provide comfort.
Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.
- I usually toss my loose change into my desk drawer.
Hiç bozuk paran var mı?
- Do you have any change?
On bin yeni dolara çevirmek istiyorum.
- I want to change ten thousand yen to dollars.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That'll change nothing.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That'll change nothing.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
- The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
Asla değişmezsin, değil mi?
- You never change, do you?
Ben taslakda bazı değişiklikler yapmak istiyorum.
- I'd like to make some changes in the draft.
İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
- Man's skin is very sensitive to temperature changes.
Nerede para değiştirmek için bir yer bulabilirim?
- Where can I find a place to change money?
Para değiştirmek istiyorum.
- I would like to change money.
Ondan para üstünü istediğimde, onu bana verdi.
- When I asked him for change, he gave it to me.
Bana paranın üstünü yanlış verdin.
- You gave me the wrong change.
Keşke eve gitmek ve başka bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.
- I wish I had time to go home and change into something else.
Keşke eve gitmek ve daha uygun bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.
- I wish I had time to go home and change into something more appropriate.
Tom üzerini değişmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to change.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That will change nothing.
After a brisk walk, I washed up and changed my shirt.
The clowns changed into their costumes before the circus started.
I had to change the wording of the ad so it would fit.
A customer who pays with a 10-pound note for a £9 item receives one pound in change.
Can I get change for this $100 bill please?.
The train journey from Bristol to Nottingham includes a change at Birmingham.
The product is undergoing a change in order to improve it.
I would give any thing to change a word or two with this person.
... So Kris changed her diet. ...
... Lissa, you changed my life. ...