Definition of ceviz in Turkish English dictionary
- walnut
I am a broccoli and I look like a tree! I am a walnut and I look like a brain! I am mushroom and I hate this game!
- Ben bir brokoliyim ve bir ağaç gibi görünüyorum! Ben bir cevizim ve bir beyin gibi görünüyorum! Ben mantarım ve ben bu oyundan nefret ediyorum!
He cracked the walnut with his teeth.
- O cevizi dişleriyle kırdı.
- nut
A coconut is not a nut.
- Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.
Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
- O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- (Botanik, Bitkibilim) walnut tree
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
- waldorf salad
- walnuts
Tom filled his bag with walnuts.
- Tom çantasını cevizle doldurdu.
Mr Yamaha gave some walnuts to a beggar.
- Bay Yamaha bir dilenciye biraz ceviz verdi.
- walnut, made of walnut
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: cevizgiller,cevziye) [syn.: ceviz, koz] common / black walnut
- hickory
- hickory nut
- ceviz gibi kabuklu yemiş
- nut
- ceviz gibi yemişlerin kabuğu
- nutshell
- ceviz içi
- (Gıda) crushed walnut
- ceviz ağacı
- walnut tree
- ceviz ağacı
- walnut
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
- ceviz boya
- walnut stain
- ceviz gibi
- nutty
- ceviz içi meat of
- a walnut
- ceviz kabuğu
- walnut shell
- ceviz kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş
- (Konuşma Dili) He is ashamed of his origins
- ceviz kabuğunu doldurmaz
- very unimportant, slight
- ceviz kerestesi
- nutwood
- ceviz kütüğü
- walnut log
- ceviz kıracağı
- nutcracker
- ceviz kıracağı
- nutcrackers
- ceviz kırmak
- to behave improperly, do the wrong thing
- ceviz rengi
- walnut
- ceviz sucuğu
- a sweet confection made of walnuts on a string dipped in a starchy grape molasses
- ceviz tadında
- nutlike
- ceviz tahtası
- walnut
- ceviz toplamak
- nut
- ceviz vb'yle kaplı dondurma
- sundae
- ceviz yağı
- walnut oil
- ceviz şekerlemesi
- (Gıda) sugared walnuts
- ceviz şekli
- (Botanik, Bitkibilim) nuciform
- kaşu (ceviz)
- cashew
- amerikaya özgü küçük ceviz
- pignut
- beyaz ceviz
- white walnut
- kahverengi ceviz
- brown hickory
- çetin ceviz
- hot potatoes
- çetin ceviz
- hard nut to crack
- çetin ceviz
- tartar
- çetin ceviz
- a hard nut to crack, a tough nut to crack
- çetin ceviz
- 1. hard nut. 2. intractable person
- çetin ceviz
- hard case