cevaplı

listen to the pronunciation of cevaplı
Turkish - English
having an answer
cevap
{i} reply

Please write me a reply soon. - Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

Tom didn't know how to reply. - Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

cevap
{i} answer

I'm Japanese, the boy answered. - Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.

You must answer the question. - Bu soruyu cevaplamalısın.

cevaplı telgraf
reply-paid telegram
cevap
response

She wrote him a friendly response. - Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

He wrote her a friendly response. - Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

cevap
(Ticaret) return
cevap
replication
cevap
ans
cevap
to answer
cevap
responsive to
cevap
1.answer, reply
cevap
answer, reply yanıt, karşılık
cevap
law defense
cevap
{i} rejoinder
soru cevaplı öğretme usulü
(Eğitim) catechism
Turkish - Turkish
İçinde cevap bulunan, yanıtlı
cevaplı telgraf
Cevabının ücreti, bir şey sorup cevap almak için telgraf gönderen kimse tarafından önceden ödenmiş olan telgraf türü
Cevap
yanıt

Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı. - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.

Cevap
(Osmanlı Dönemi) MECUBE
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt: "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi, düşünüyordu."- S. F. Abasıyanık
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
cevaplı
Favorites