Galaksinin merkezindeki çok büyük kara delik binlerce yıl bir gizem olarak kaldı.
- The supermassive black hole at the centre of the galaxy remained a mystery for thousands of years...
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
- The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
- The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Otobüs seni şehir merkezine götürecek.
- The bus will take you to the center of the city.
Hedefin ortasından vurdun.
- You hit the center of the target.
Odanın ortasına oturduk.
- We sat in the center of the room.
Onun bencil olduğuna şüphe yok.
- There's no doubt that he's self-centred.
Tom! Bu cümlelerin çok bencil olduğunun farkında mısın?: Onlar her zaman ya seninle başlıyor ya da seninle bitiyor! Hatta her ikisi! o, Tom'a serzenişte bulundu.
- Tom! Do you realise that these sentences are very self-centred: They always either begin with or end with you! Even both! she reproached Tom.
the center of attention.
convention center.
the centre of attention.