Kent merkezinde güzel bir park var.
- There's a lovely park in the centre of the town.
Protestocular tıp merkezini kapanmaktan kurtarmak için son bir gayretle yürüdüler.
- Protestors rallied in a last-ditch effort to save the medical centre from closing down.
Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
- Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
- The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Bu taşın ortasında bir deliği var.
- This stone has a hole in the center.
Odanın ortasına oturduk.
- We sat in the center of the room.
Ana mağazalar şehir merkezinde bulunmaktadır.
- The main shops are in the city centre.
Bir UNESCO Dünya Mirası Yeri olarak listelenen şehir merkezine bir ziyaret bir zorunluluktur.
- A visit to the city centre, listed as a UNESCO World Heritage Site, is a must.
the centre of attention.
convention centre.
the center of attention.
convention center.
... republicans and Democrats in the centre back to ...