Turkish - English
Definition of celsede in Turkish English dictionary
- In session
- celse
- session
- celse
- hearing
- celse
- court hearing
- celse
- sitting
- celse
- session; hearing, sitting
- celse
- (Hukuk) hearing in court
- celse
- sessional
- celse
- court
- celse
- law hearing, sitting (of the court)
- gizli celsede
- in camera
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of celsede in Turkish Turkish dictionary
- CELSE
- (Osmanlı Dönemi) Fık: İki secde arasında bir def'a $ diyecek kadar oturmak
- CELSE
- (Osmanlı Dönemi) Bir meclis veya mahkeme hey'etinin toplanmalarından tâtile kadar olan müzakere müddeti
- CELSE
- (Osmanlı Dönemi) Bir def'a akd-i meclis etmek. Oturuş, bir def'a oturmak
- celse
- Oturum: "Celse gürültüler arasında tatil edildi."- H. Taner
- celse
- Oturum