cehâlet

listen to the pronunciation of cehâlet
Turkish - English
ignorance

The more you study, the more you discover your ignorance. - Ne kadar çok öğrenirsen, o kadar çok cehaletini anlarsın.

He made fun of our ignorance. - O bizim cehaletimizle alay etti.

darkness
night
illiteracy

The government has made joint efforts to eradicate illiteracy. - Hükümet cehaleti ortadan kaldırmak için ortak çabalar sarf etmiştir.

innocence
ignorance is bliss
cehalet yanlısı
obscurantist
kara cehalet
crass ignorance
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Bilmezlik, nâdanlık, ilimden ve her nevi müsbet mâlûmatdan habersiz olma. Cahillik
Bilgisizlik, bilmezlik: "Açlık gidecek, cehalet gidecek, benizler kanlanacak, tabiat yenilenecek, emir altına alınacaktı."- T. Buğra
Bilgisizlik, bilmemezlik
(Osmanlı Dönemi) bilgisizlik, câhillik
cehâlet
Favorites