cause to be nervous or upset be flustered; behave in a confused manner

listen to the pronunciation of cause to be nervous or upset be flustered; behave in a confused manner
English - Turkish

Definition of cause to be nervous or upset be flustered; behave in a confused manner in English Turkish dictionary

fluster
{f} sarhoş etmek
fluster
heyecanlandırıp şaşırtmak
fluster
kızıştırmak
fluster
telaşlandırmak
fluster
şaşırtmak
fluster
kafasını karıştırmak
fluster
şaşkınlık
fluster
bocalama
fluster
{f} kızıştır

Tom biraz kızıştırılmış gibi görünüyor. - Tom seems to be slightly flustered.

Tom kızıştırılmış görünüyordu. - Tom seemed to be flustered.

fluster
telaş

Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı. - She got all flustered when the boy she likes came over to talk to her.

Bana babamın ölümünü bildiren telefon konuşmasını aldığımda tamamen telaşlanmıştım. - When I got the phone call telling me of my father's death, I was completely flustered.

fluster
{f} iki ayağını bir pabuca sokmak
fluster
{f} telaşlanmak
fluster
heyecan
fluster
{f} heyecanlanmak
fluster
telaşlandır
fluster
{f} bocalamak
English - English
fluster
cause to be nervous or upset be flustered; behave in a confused manner

    Hyphenation

    cause to be nerv·ous or up·set be flustered; be·have in a con·fused man·ner

    Pronunciation

Favorites