catastrophe, misfortune, calamity

listen to the pronunciation of catastrophe, misfortune, calamity
English - Turkish

Definition of catastrophe, misfortune, calamity in English Turkish dictionary

disaster
felaket

Felaketten kıl payı kurtuldu. - He narrowly escaped the disaster.

İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar. - Man fears disasters such as floods and fires.

disaster
{i} felâket

Depremler ve seller doğal felaketlerdir. - Earthquakes and floods are natural disasters.

İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar. - Man fears disasters such as floods and fires.

disaster
{i} afet

Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi. - Parts of the city looked like a disaster zone following the storm.

Afet filmlerini izlemeyi seviyorum. - I like watching disaster movies.

disaster
{i} facia
disaster
çöküş
disaster
yıkım
disaster
olağanüstü durum
disaster
talihsizlik
catastrophe, calamity
mihnet
disaster
(Askeri) FELAKET, BELA
disaster
feci
disaster
{i} felaket, afet, yıkım, bela
English - English
{i} disaster
catastrophe, misfortune, calamity
Favorites