Sözlerinizi yerine getirmek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.
- You should do your best to carry out your promises.
Planı uygulamak zordu.
- It was difficult to carry out the plan.
Askerler onların emirlerini uygulamak zorundadır.
- Soldiers must carry out their orders.
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
Ben bu planı gerçekleştirmek için kararlıyım.
- I am determined to carry out this plan.
Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır.
- One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan.
Pek çok şey sözde kolaydır, fakat gerçekleştirmesi aslında zordur.
- Many things are easy to talk about, but difficult to actually carry out.
O, planını gerçekleştiremedi.
- He could not carry out his plan.
The Boy was going to the seaside to-morrow. Everything was arranged, and now it only remained to carry out the doctor's orders.
And so the little Rabbit was put into a sack with the old picture-books and a lot of rubbish, and carried out to the end of the garden behind the fowl-house.