Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Evin içi hoş ve ılıktı.
- It was nice and warm inside the house.
Bir sürü samimi sözler söylendi.
- A lot of warm words were said.
Mary çok samimi görünmüyor.
- Mary doesn't seem very warm.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of his hands.
Bugün hava güzel ve sıcak.
- It is nice and warm today.
Burada hava güzel ve sıcak.
- It's nice and warm in here.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.
- He warmed himself with a pocket heater.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
- Thank you for your warm words.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
- This family gave me a warm welcome.