capability or influence

listen to the pronunciation of capability or influence
English - Turkish

Definition of capability or influence in English Turkish dictionary

power
güç

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu? - What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?

Tekne güç için bir motor kullanır. - The boat uses a motor for the power.

power
{i} yetki

Belge, Manuela'ya tüm yetkileri verir. - The document grants full powers to Manuela.

Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı. - During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.

power
{i} üs [mat.]
power
sınama gücü
power
sulta
power
akım
power
nüfuz
power
yapma gücü
power
çok

Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor. - Some people think the government has way too much power.

Japonya'nın ordusu çok güçlüydü. - Japan's army was very powerful.

power
vekâlet
power
etki
power
{i} takât
power
{i} derman
power
bir sayın
power
erk
power
{f} güç sağlamak
power
(Tıp) Kuvvet, iktidar, kudret, yetenek, güç
power
ve kâletname
English - English
power

Past and future obviously have no reality of their own. Just as the moon has no light of its own, but can only reflect the light of the sun, so are past and future only pale reflections of the light, power, and reality of the eternal present.

capability or influence

    Hyphenation

    ca·pa·bi·li·ty or in·flu·ence

    Turkish pronunciation

    keypıbîlıti ır înfluıns

    Pronunciation

    /ˌkāpəˈbələtē ər ˈənflo͞oəns/ /ˌkeɪpəˈbɪlətiː ɜr ˈɪnfluːəns/
Favorites