cantası

listen to the pronunciation of cantası
Turkish - English

Definition of cantası in Turkish English dictionary

çanta
bag

Don't put children into the bag. - Çocukları çantaya koymayın.

I helped carry those bags. - Şu çantaları taşımaya yardım ettim.

çanta
case

Tom was carrying a duffel bag and a guitar case. - Tom bir spor çantası ve bir gitar çantası taşıyordu.

I can't find my vanity case. - Makyaj çantamı bulamıyorum.

evrak çantası
briefcase

I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase. - Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var.

Tom left the house with his briefcase. - Tom evrak çantasıyla birlikte evden ayrıldı.

evrak çantası
portfolio

Tom showed me his portfolio. - Tom bana evrak çantasını gösterdi.

çanta
{i} briefcase

The money was stolen from his briefcase. - Para evrak çantasından çalındı.

I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase. - Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var.

alet çantası
kit
bel çantası
fanny pack
el çantası
purse

Tom found a gun in Mary's purse. - Tom, Mary'nin el çantasında bir silah buldu.

Layla put the money in her purse. - Leyla parayı el çantasına koydu.

ilkyardım çantası
first-aid kit
ilkyardım çantası
first aid kit
sırt çantası
knapsack

Tom grabbed his knapsack and left the room. - Tom sırt çantasını aldı ve odadan ayrıldı.

Tom reached into his knapsack for a flashlight. - Tom el feneri için sırt çantasına uzandı.

sırt çantası
rucksack
çanta
{i} handbag

I'll return to get my handbag. - Ben el çantamı almak için geri döneceğim.

She had her handbag stolen. - O el çantasını çaldırdı.

alet çantası
workbag
beslenme çantası
(Gıda) lunch-box
eyer çantası
saddlebag
kabin çantası
cabin bag
okul çantası
school bag
posta çantası
mail bag
seyahat çantası
travelling bag
seyahat çantası
carryall
çanta
satchel

Where is my satchel? It's on the chair. - Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.

çanta
book bag
çanta
burlap bag
çanta
haversack
bayan çantası
bag lady
kol çantası
shoulder bag, handbag, clutch bag
plaj çantası
beach bag
sırt çantası
backpack

There are a few books in the backpack. - Sırt çantasında birkaç kitap var.

She is carrying a backpack on her back. - O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

çanta
handbags
çanta
bag of
öğrenci çantası
student bag
alet çantası
kitbag
alet çantası
tool bag
arka çantası
knapsack
arka çantası
backpack
arka çantası
rucksack
asker çantası
soldier's knapsack
av çantası
bag
av çantası
game bag
bebek taşıma çantası
carry-cot
besin çantası
(Argo) tucker-bag
beslenme çantası
lunch box
el çantası
reticule
el çantası
handbag, pursue
el çantası
pocket book
el çantası
handbag

Have you ever seen Tom with a handbag? Tom? No, never. - Tom'u bir el çantasıyla gördün mü? Tom mu? Hayır, asla.

Have you ever seen Mary without her handbag? Mary? No, never. - Mary'yi hiç el çantası olmadan gördün mü? Mary mi? Hayır, hiç.

el çantası
(zarf şeklinde) pochette
elbise çantası
garment bag
erkek çantası
male bag
evrak çantası
dispatch box
evrak çantası
briefcase, portfolio
evrak çantası
dispatch case
evrak çantası
attache case
evrak çantası görevleri
(Bilgisayar) briefcase tasks
evrak çantası içinde
(Bilgisayar) in briefcase
evrak çantası kur
(Bilgisayar) briefcase setup
evrak çantası veritabanı
(Bilgisayar) briefcase database
evrak çantası'na ekle
(Bilgisayar) add to briefcase
evrak çantası'nı aç
(Bilgisayar) open briefcase
evrak çantası'nı kaydet
(Bilgisayar) save briefcase
fişek çantası
ammunition pouch
gece çantası
evening bag
golf çantası
golf bag

Whose golf bag is this? - Bu kimin golf çantası?

harita çantası
(Askeri) map-case
ilk yardım çantası
first aid outfit
kadın çantası
reticule
kadın çantası
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: sıracagiller,aslanağzıgiller) [syn.: kadın çantası, terlikotu, marmuza, çanta çiçeği, çarık otu] florist's slipperwort
kadın çantası
(büyük) tote bag
kemer çantası
belt pouch
makyaj çantası
dressing case
makyaj çantası
washbag
makyaj çantası
toilet bag
makyaj çantası
vanity case
makyaj çantası
vanity bag
mektup çantası
letter case
okul çantası
satchel
omuz çantası
(Askeri) musette bag
omuz çantası
satchel
omuz çantası
shoulder bag
omuza asılan okul çantası
satchel
para çantası
purse
postacı çantası
mailbag
seyahat çantası
holdall, carryall
spor çantası
duffle bag
spor çantası
duffel bag

Tom was carrying a duffel bag and a guitar case. - Tom bir spor çantası ve bir gitar çantası taşıyordu.

Tom put his duffel bag down on the ground, and then unzipped it. - Tom spor çantasını yere koydu ve sonra onun fermuarını açtı.

sıhhiye personel çantası
(Askeri) pouch kit
sırt çantası
pack

Tom started packing his backpack. - Tom sırt çantasını toplamaya başladı.

Tom packed some essentials into his knapsack. - Tom sırt çantasına bazı gerekli şeyleri doldurdu.

sırt çantası
haversack
sırt çantası
rucksack, knapsack, backpack
sırt çantası
field pack
sırt çantası ile otostop yapmak
backpack it
sırt çantası ile yürümek
backpack it
takım çantası
tool box
windows evrak çantası
(Bilgisayar) windows briefcase
yolcu çantası
kit bag
yolcu çantası
carryall
yolcu çantası
kitbag
yolculuk çantası
gripsack
çanta
(woman's) purse, handbag, or shoulder bag
çanta
briefcase, attaché case
çanta
carry-on bag, carry-on, traveling bag, valise; garment bag, suit bag, hanger case
çanta
purse

He stole my purse from me. - O, benden çantamı çaldı.

I left my purse behind. - Çantamı geride bıraktım.

çanta
knapsack, rucksack; haversack
çanta
(plastik veya kâğıt) carrierbag
çanta
game bag
çanta
change purse
çanta
suitcase

Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light. - Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.

Let's see what you've got in your suitcase. - Çantanızda neyiniz olduğuna bir bakalım.

çanta
(Konuşma Dili) plastic bag or sack (with handles); plastic shopping bag
çanta
bag; case
çanta
catchall
çanta
carryall
Turkish - Turkish

Definition of cantası in Turkish Turkish dictionary

avcı çantası
Kara avında avcının avını koyduğu ağ biçiminde çanta
beslenme çantası
Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerinin beslenme saatindeki yiyeceklerini içinde bulundurdukları çanta
ecza çantası
Acil durumlarda kullanılmak üzere arabada veya evde bulundurulan ve pansuman için gerekli ilâç ile malzemenin konulduğu çanta
el çantası
Günlük işlerde veya kısa gezilerde kullanılan, içinde özel eşya bulunan kap
evrak çantası
İçinde belge veya dosya bulunan ve taşınabilen, kösele, deri, kumaş vb. yapılan özel kap
para çantası
Para taşımaya yarayan özel çanta
çanta
Kösele, meşin, kumaş gibi hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek koyup taşımaya yarayan kap: "Yanından hiç ayırmadığı çantasında bir kütüphane bulursunuz."- Y. Z. Ortaç
çanta
Kösele, meşin, kumaş gibi hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek koyup taşımaya yarayan kap