canlandırmak

listen to the pronunciation of canlandırmak
Turkish - English
animate
revive
arouse
refresh
inspire
accelerate
brisk up
play
enliven
bring to life
liven up
uplift
to animate; to revive, resuscitate
personalize
(rol) portray
play the role of
to personify, portray, bring (a character) to life
personify
brisk
spirit up
to enliven, refresh
exhilarate
perform
characterize
personate
enact
quicken
drum up
brace
spirit
to refresh, to renew, to liven up, to jazz up, to enliven, to perk sb up, to invigorate; to animate, to revive; to impersonate, to perform, to enact; to arouse
{f} interpret
{f} invigorate
breathe
{f} vitalize
{f} jog
rake up
boost
stoke
flash back
freshen up
(Bilgisayar) enable
rejuvenate
(deyim) come to life
buck
perk up
render
wake
jazz up
inspirit
revivify
stimulate

We must do everything we can to stimulate the economy. - Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.

portray
tone up
fire
brighten
relieve
galvanize
renew
foster
rouse

The slogan was designed to rouse the people. - Slogan, insanları canlandırmak için tasarlandı.

stir
to drum up
{f} jazz
key up
{f} hearten
{f} vivify
picture
{f} recreate
incarnate
canlandırma
(Hukuk) renewal
yeniden canlandırmak
revive
canlandırma
vivification
canlandırma
revival
canlandırma
interpretation
canlandırma
redux
canlandırma
personify
canlan
come around
canlandırma
{i} vivifying
canlandırma
activation
canlandırma
arousal
canlandırma
representation
canlandırma
{i} enlivening
ateşi canlandırmak
to simulate fire
canlandırma
Animation
canlandırma
arouse
canlan
get with it
canlan
look alive!
canlan
bestir yourself
canlan
stimulate

We must do everything we can to stimulate the economy. - Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.

Falling interest rates have stimulated the automobile market. - Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.

canlan
look alive
canlandırma
impersonation
canlandırma
animation; resuscitation; reanimation
canlandırma
enaction
canlandırma
cin. animation
canlandırma
renaissance
canlandırma
bringing to life
canlandırma
lit. personification
canlandırma
vitalization
canlandırma
renascence
canlandırma
animation, activation
canlandırma
personation
canlandırma
renaissence
daha iyi canlandırmak
outact
gözünde canlandırmak
visualize
hayalinde canlandırmak
call up
hayalinde canlandırmak
to imagine
kafasında canlandırmak
imagine
kafasında canlandırmak
to envision, to envisage
kafasında canlandırmak
picture
kafasında canlandırmak
(Hukuk) envisage
ortamı canlandırmak
make it lively
tekrar canlandırmak
reanimate
yeniden canlandırmak
revitalize
yeniden canlandırmak
reanimate
Turkish - Turkish
Yoğunluk, etkinlik kazandırmak
Yaşatmak, (birinin) kılığına girmek
Yaşatmak, birinin kılığına girmek
Canlılık, tazelik, dirilik getirmek
Yoğunluk, etkinlik kazandırmak: "Şu ocağı canlandır, sonra yanıma gel."- R. H. Karay
Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak
Canlılık, tazelik, dirilik getirmek: "Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden."- C. Uçuk
ihya etmek
doldurmak
Canlandırma
animasyon
canlandırma
Kişileştirme
canlandırma
Canlandırmak işi: "Küçük kafasında kendisini çağırtan ihtiyar kadının hayalini canlandırmaya çalışıyordu."- H. E. Adıvar
canlandırma
Canlandırmak işi
canlandırma
Geçmiş bir olayın gelişmesini ve sonucunu aynı biçimde yansıtarak sunma
canlandırma
Tek tek resimleri veya hareketsiz cisimleri gösterim sırasında hareket duygusu verebilecek biçimde düzenleme ve filme aktarma işi
canlandırmak
Favorites