There isn't a life guard at the beach.
- Kumsalda cankurtaran yok.
Tom worked as a lifeguard during the summer.
- Tom yaz boyunca bir cankurtaran olarak çalıştı.
You need an ambulance.
- Bir cankurtarana ihtiyacın var.
Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down.
- Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar.
The life preserver must be made of high quality materials.
- Cankurtaran yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış olmalıdır.
Tom doesn't want to get into the water until the lifeguard goes on duty.
- Tom cankurtaran göreve başlayıncaya kadar suya girmek istemiyor.
I was tempted to go swimming even though the lifeguard was not yet on duty.
- Cankurtaran henüz görevde olmamasına rağmen yüzmeye gitmeye teşvik edildim.