Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir.
- Camping so near the river isn't a good idea.
Su olmayan bir yerde kamp yapmak imkansızdır.
- Camping is impossible where there is no water.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.
- This is a good place to camp.
Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
- You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
Bir hafta boyunca orada kamp yaptık.
- We camped there for a week.
Tom tek başına kamp yapmaya gitmenin eğlenceli olmayacağına karar verdi.
- Tom decided that it wouldn't be much fun to go camping alone.
Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.
- I camped near the ruins of an abandoned village.
Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.
- We'll have to camp out if we can't find a place to stay.
Konaklamak için yeterli yerleri yok.
- They don't have enough room to camp.
Stu liked to watch campy B-movie horror flicks from the 50s, not because they scared him, but because he found them funny.
Don't camp up your performance of Malvolio in Twelfth Night this time.
We're planning to camp in the field until Sunday.
Go and camp the flag for the win.