campen

listen to the pronunciation of campen
German - Turkish
v. 'kempın kamp yapmak
{'kempın} kamp yapmak
kamp yapmak
English - Turkish

Definition of campen in English Turkish dictionary

camp
{f} kamp yapmak

Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir. - Camping so near the river isn't a good idea.

Hem Tom hem de Mary kamp yapmaktan hoşlanıyor. - Both Tom and Mary like camping.

camp
{f} kamp kurmak

Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir. - This is a good place to camp.

Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız. - We'll have to camp out if we can't find a place to stay.

camp
{f} kamp yap

Bir hafta boyunca orada kamp yaptık. - We camped there for a week.

Tom tek başına kamp yapmaya gitmenin eğlenceli olmayacağına karar verdi. - Tom decided that it wouldn't be much fun to go camping alone.

camp
ibne ya da sevici
camp
karargah
camp
ibne
camp
Abartılı, parıltılı, dikkat çekici ve queer'lar ile özdeşleşmiş olan giyim ve dekorasyon biçimi
camp
campy yap
camp
bayağı eser
camp
{s} adi
camp
{s} gülünç
camp
dikkati çekmek için göz alıcı bir şekilde giyinmek ve davranmak
camp
{i} ortak görüşle bir araya gelen topluluk
camp
{f} kampa yerleştirmek
camp
{f} adileştirmek
camp
{s} yapmacık davranışları olan
camp
{s} bayağı
camp
{s} homoseksüel
camp
{s} eşcinsel
camp
bayağı veya gülünç hareketlerde bulunan kimse
German - English
camping
tent camping
to tent
to camp
camp
wildes Campieren/Campen/Zelten
random camping