O bizi duymasın diye sessizce konuşun.
- Speak quietly lest she should hear us.
Tom sessizce elbiselerini giydi ve ayak uçlarına basarak odadan çıktı.
- Tom slipped quietly into his clothes and tiptoed out of the room.
Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
- Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
Tom mikrofona yavaşça konuştu.
- Tom spoke quietly into the microphone.