c southern african development community see sar

listen to the pronunciation of c southern african development community see sar
English - Turkish

Definition of c southern african development community see sar in English Turkish dictionary

sad
{s} mahzun
sad
{s} acı

Bir sadist acı vermekten; bir mazoşist onu almaktan hoşlanır. - A sadist likes inflicting pain; a masochist, receiving it.

Acılı şarkıları dinlemek beni mutlu eder. - Listening to sad music makes me happy.

sad
{s} acıklı

Çok acıklı bir durumla karşı karşıyayız. - We are faced with a very sad situation.

Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı. - The movie was so sad that everybody cried.

sad
{s} hüzünlü

Onun hüzünlü hikayesi kalbime dokundu. - His sad story touched my heart.

Senin gözde hüzünlü şarkın nedir? - What's your favorite sad song?

sad
{s} çok kötü: a sad state of affairs çok kötü bir
sad
{s} iflah olmaz
sad
{s} hamur olmuş
sad
hüzün

Bana böyle hüzünlü bakma. - Don't give me such a sad look.

Birdenbire çok hüzünlendim. - I suddenly became very sad.

sad
(sıfat) mahzun, üzgün, hüzünlü, üzüntülü, üzücü, acı, acılı, acıklı, hazin, adam olmaz, iflah olmaz, kasvetli, iç karartıcı, koyu, hamur olmuş
sad
üzüntü

Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi. - Chris could not conceal his sadness when he heard that Beth had been unable to find his valuable watch.

O, bana üzüntülü şekilde baktı. - She looked sadly at me.

sad
{s} kederli, üzgün: sad person kederli kimse
sad
(Tekstil) koyu, donuk
sad
{s} koyu
sad
hayırsız
sad
esef edilecek
sad
yetersiz
sad
acınacak
sad
bedbaht
sad
sadnesskeder
English - English
sad
c southern african development community see sar

    Hyphenation

    c south·ern Af·ri·can de·ve·lop·ment com·mu·ni·ty see Sar

    Turkish pronunciation

    si sʌdhırn äfrıkın dîvelıpmınt kımyunıti si sär

    Pronunciation

    /ˈsē ˈsəᴛʜərn ˈafrəkən dəˈveləpmənt kəˈmyo͞onətē ˈsē ˈsär/ /ˈsiː ˈsʌðɜrn ˈæfrəkən dɪˈvɛləpmənt kəˈmjuːnətiː ˈsiː ˈsɑːr/
Favorites