Turkish - English
Definition of cümleler in Turkish English dictionary
- cümle
- sentence
I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
-Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
There are six sentences in Mongolian in Tatoeba as of now.
-Şimdilik Tatoeba'da Moğolca altı cümle var.
- cümle
- clause
Please put a comma between the two main clauses.
-Lütfen iki ana cümlenin arasına virgül koyun.
There's a grammatical mistake in that clause.
-O cümlede bir dilbilgisel hata var.
- cümle
- sentence " tümce; system" " dizge, sistem; whole, all
- cümle
- statement
This statement is not a sentence.
-Bu ifade bir cümle değildir.
- cümle
- a total, whole; system, group
- cümle
- proposition
- cümle
- all
No one is allowed to translate this sentence.
-Bu cümleyi çevirmek için kimseye izin verilmedi.
It's all about sentences. Not words.
-O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.
- cümle
- sentence, clause
- kelimeler ve cümleler
- terms and phrases
- süslü cümleler kullanan
- phrasemongering
- süslü cümleler kullanma
- phrasemongering
- terimler ve cümleler
- terms and phrases
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of cümleler in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) ECMAL
- CÜMLE
- (Osmanlı Dönemi) Hep, bütün, tam
- CÜMLE
- (Osmanlı Dönemi) Gr: Tam mânâyı ifade eden, kaideye uygun söz
- Cümle
- tümce
- cümle
- Bütün, hep, herkes
- cümle
- Bütün, hep, herkes: "Cümleye uzun ömürler dilerim."- B. Felek
- cümle
- Bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi, tümce
- cümle
- Bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi, tümce: "Ben bu cümleyi üç defa okudum, hiçbir şey anlayamadım."- B. R. Eyuboğlu
- cümle
- Dizge, sistem