by good hap, fortunately, favorably

listen to the pronunciation of by good hap, fortunately, favorably
English - Turkish

Definition of by good hap, fortunately, favorably in English Turkish dictionary

luckily
iyi ki

İyi ki kimse ıslanmadı. - Luckily nobody got wet.

Evet, benim dünyayı unuttuğum doğrudur. Ama senden başka kimin umurunda? İyi ki, onu kurtarmak için oradasınız! - Yes, it's true I've forgotten the world. Who cares about it but you? Luckily, you're there to save it!

luckily
allah'tan

Allah'tan kimse boğulmadı. - Luckily nobody drowned.

Allah'tan kimse yaralanmadı. - Luckily nobody got injured.

luckily
çok şükür

Çok şükür hava düzeldi. - Luckily, the weather turned out fine.

luckily
şansa bak ki

Şansa bak ki, biletleri dün almıştım. - Luckily, I was able to get the tickets yesterday.

luckily
şükür ki
luckily
şansa bakın ki
luckily
neyse ki

Neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk. - Luckily, we found an escape route.

Neyse ki bu hafta hava sıcaktı. - Luckily, it was warm this week.

luckily
bereket versin ki

Bereket versin ki kimse öldürülmedi. - Luckily nobody got killed.

Misafirler erken geldi, ama bereket versin ki ben zaten yemek yapmayı bitirmiştim. - The guests have arrived early, but luckily I had already finished cooking.

luckily
Allahtan

Allahtan, birincilik ödülünü kazandı. - Luckily, I won first prize.

Allahtan, o iyi bir koltuk buldu. - Luckily, he found a good seat.

luckily
şans eseri

Şans eseri o beni görmedi. - Luckily he did not see me.

Şans eseri, Tom'un ödünç alabileceğim biraz parası vardı. - Luckily, Tom had some money I could borrow.

luckily
talihine
luckily
şansla
English - English
{a} luckily
by good hap, fortunately, favorably
Favorites