Tom hates driving on icy roads.
- Tom buzlu yollarda araba sürmekten nefret ediyor.
The road is icy, so take care.
- Yol buzlu, bu yüzden dikkatli ol.
On the rocks, please.
- Bol buzlu viski, lütfen.
The night was clear and frosty.
- Gece açık ve buzluydu.
Would you like some more iced tea?
- Biraz daha buzlu çay ister misin?
Do you want the tea hot or iced?
- Çayı, sıcak mı yoksa buzlu mu istiyorsun?
I don't like to drink water with ice.
- Buzlu su içmeyi sevmiyorum.
Can I have a cup with ice please?
- Lütfen buzlu bir bardak alabilir miyim?
Iced tea had got on my shirt.
- Buzlu çay gömleğime döküldü.
Put an icepack on your cheek.
- Yanağına bir buz torbası koy.
I don't like iced coffee, and she doesn't either.
- Buzlu kahveyi sevmem, ve o da sevmez.
I want a bottle of ice water.
- Bir şişe buzlu su istiyorum.
Could you get me a glass of ice water please.
- Bana bir bardak buzlu su getirir misin, lütfen?
Would you like some more iced tea?
- Biraz daha buzlu çay ister misin?
Iced tea had got on my shirt.
- Buzlu çay gömleğime döküldü.
There are three glacial fjords in Ireland.
- İrlanda'da üç tane buzul fiyordu vardır.
The house has icicles on it.
- Bu evin üstünde saçak buzu var.
A man was killed by a falling icicle.
- Düşen bir buz saçağı tarafından bir adam öldü.