buzla

listen to the pronunciation of buzla
Turkish - English
mass of floating ice formed over a period of many years
ice field, pack bankiz, aysfild
(polar) ice field
pack ice
ice field
pack
floe
buz
ice

Her hands were as cold as ice. - Onun elleri buz kadar soğuktu.

Put an icepack on your cheek. - Yanağına bir buz torbası koy.

buzla kaplamak
ice
buzla kaplanmak
ice up
buzla kaplanmak
ice over
buzla kaplanmış
icebound
buzla kaplı
frosted
buzla çevrilmiş
icebound
buz
glacial

There are three glacial fjords in Ireland. - İrlanda'da üç tane buzul fiyordu vardır.

buz
icicle

The house has icicles on it. - Bu evin üstünde saçak buzu var.

A man was killed by a falling icicle. - Düşen bir buz saçağı tarafından bir adam öldü.

buz
cryo
buz
fragmented ice kink
buzlamak
frost
yığın buzla
pack ice
Turkish - Turkish
Deniz suyunun donmasıyla kutup bölgelerinde oluşan buz alanı, bankiz, aysfilt
buz alanı
bankiz
Buz
(Osmanlı Dönemi) MESER
Buz
(Osmanlı Dönemi) CELİD
buz
Suyun donarak katı duruma gelmiş hali
buz
Çok soğuk bir etki uyandıran şey veya kimseleri anlatmak için kullanılır
buz
Donarak katı duruma gelmiş su: "Hep kar yağmıştı, her yer buzdu."- T. Dursun K. Çok soğuk bir etki uyandıran şey veya kimseleri anlatmak için kullanılır
buz
Donarak katı duruma gelmiş su
buz
Donmuş su
buzla
Favorites