but in contrast; whilst on the contrary…

listen to the pronunciation of but in contrast; whilst on the contrary…
English - Turkish

Definition of but in contrast; whilst on the contrary… in English Turkish dictionary

whereas
oysa; iken, -ken: She loves his novels, whereas her husband loathes them. Kendisi onun romanlarını seviyor, oysa kocası onlardan
whereas
(bağlaç) oysa, halbuki, mademki
whereas
mademki/oysa
whereas
oysaki
whereas
halbuki

Tavuk eti beyazdır, halbuki bir öküzünkü kırmızıdır. - Chicken meat is white, whereas that of an ox is red.

whereas
madem ki
whereas
-ken
whereas
-diği için
whereas
iken

Onunki geriye doğru eğimli iken onun el yazısı ileri doğru eğimlidir. - His handwriting slants forwards, whereas hers slants backwards.

whereas
oysa

Esaret altındaki hayvanlar uzun, korunaklı, canlı yaşarlar, oysa vahşi halde onlar canlı olarak yenilme tehlikesindedirler. - Animals in captivity live long, sheltered lives, whereas in the wild they are in constant danger of being eaten alive.

Tehlike bilmediğimiz şeyden gelmez, fakat oysa doğru değilken doğru olduğuna inandığımız şeyden gelir. - Danger doesn't come from what we don't know, but from what we believe to be true whereas it isn't.

whereas
-diğine göre
whereas
mademki
whereas
bağ
whereas
şartlara göre
whereas
dayanarak
whereas
(Avrupa Birliği) dığından
English - English
whereas