but, except

listen to the pronunciation of but, except
English - Turkish

Definition of but, except in English Turkish dictionary

although
rağmen

Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar. - Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.

Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı. - Although I trusted the map, it was mistaken.

although
olduğu halde
although
bağ. -diği halde, ise de, olmakla beraber: Although he's old he's a good dancer. Yaşlı olduğu halde iyi dans eder. Although I tried hard it
although
ise de
although
gerçi
although
-dığı halde
although
ile beraber
although
bununla birlikte
although
halde

Sana söylediğim halde yapmadın bunu. - Although I tell you to, you don't do it.

Onunla gerçekte tanışmadığımız halde Mary hakkında çok şey biliyorum. - Although I know a lot about Mary, I haven't actually met her.

although
karamazdan
although
-e karşın
although
olmakla beraber
although
olmasına rağmen

Genç olmasına rağmen gri sakalı var. - Although he's young, he has a grey beard.

Genç olmasına rağmen, çok dikkatlidir. - Although he is young, he is very careful.

although
her ne halde
although
baçlaç gerçi
although
conj. karşın
although
(bağlaç) karşın, ise de, rağmen, olduğu halde, gerçi
English - English
although

It was difficult, although not as difficult as we had expected.

but, except
Favorites