İş adamları sık sık bu restorana gider.
- Businessmen often go to this restaurant.
Seyirci çoğunlukla iş adamlarıydı.
- The audience was mostly businessmen.
İşadamları bankalara borçlu oldukları parayı geri ödeyemedi.
- Businessmen could not pay back money they owed the banks.
Onların üniversiteye gitmelerini ve işadamları olmayı öğrenmelerini istedi.
- He wanted them to go to college and learn to be businessmen.
Tom, başarılı yakışıklı bir işadamıydı.
- Tom was a successful handsome businessman.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.
Tom bir iş adamı olmak için uygundur.
- Tom is fitted to become a businessman.
O sadece bir iş adamıdır.
- He is nothing but a businessman.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.
Hans Alman bir işadamıdır.
- Hans is a German businessman.