businessmen

listen to the pronunciation of businessmen
English - Turkish
iş adamları

Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikâyet etmektedir. - Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.

Seyirci çoğunlukla iş adamlarıydı. - The audience was mostly businessmen.

işadamlar

Onların üniversiteye gitmelerini ve işadamları olmayı öğrenmelerini istedi. - He wanted them to go to college and learn to be businessmen.

Ben işadamlarına güvenmiyorum. - I don't trust businessmen.

businessman
(isim) işadamı
businessman
işadamı

Tom saygın bir işadamıdır. - Tom is a respectable businessman.

Tom bir sürü para kazanmış zeki bir işadamıydı. - Tom was an astute businessman who made a lot of money.

businessman
iş adamı

Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım. - I used to dream about being a successful businessman.

O sadece bir iş adamıdır. - He is nothing but a businessman.

Turkish Businessmen Association
Türk iş Adamları Derneği
businessman
işadam

Tom saygın bir işadamıdır. - Tom is a respectable businessman.

Tom bir sürü para kazanmış zeki bir işadamıydı. - Tom was an astute businessman who made a lot of money.

businessman
{ç} busi.ness.men (bîz'nîsmen)
English - English
plural of businessman
the body of individuals who manage businesses
businessman
a man in business, one who works at a commercial institution
businessman
A businessman is a man who works in business
businessman
a person engaged in commercial or industrial business (especially an owner or executive)
businessman
{i} man who engages in commerce or trade
businessmen
Favorites